Adam’ın karanlık yolculuğu, çok erken yaşta başladığında kimse ona inanmazdı. Küçük bir kasabada, ailesinin gözleri önünde, gözlerini ilk kez kanla buluşturmuştu. O an, adamın içindeki vahşi yan ortaya çıkmıştı. Katil olmak onun için doğaldı, bir içgüdüydü. Zamanla, katledilenlerin yerini alan korku ve yıkım, onun yükselişinin temellerini attı. İktidara giden her adımı, bir adım daha fazla kan, daha fazla güç demekti. Düşmanları da dostları da onu sadece güçlü olduğu için seviyor, korkuyordu. Bir sonraki adımda neler yapacağını kimse bilemezdi, zira onun aklındaki tek düşünce hâkimiyetin zirvesiydi.