Kendilerini prestijli bir yayıncılık şirketinin eş CEO'larının yanında özel asistanlar olarak çalışırken bulan Lucy Hutton ve Joshua Templeman'ın, tanıştıkları andan itibaren, birbirlerinden gerçekten nefret ediyorlar. Lucy'nin canlı kıyafeti, ilginç kişiliği ve insanları memnun eden doğası arasındaki keskin zıtlık, Josh'un neşesiz ve gergin tavrıyla keskin bir şekilde çatışır. Kaderin sahip olacağı gibi, masaları birbirinin tam karşısına yerleştirilmiş ve onları günlük, dayanılmaz bir yakınlığa zorluyor. Ortaya çıkan şey, ofiste sürekli bağımlılık yaratan, gülünç, hiç bitmeyen üstünlük oyunudur. Lucy, Josh'un kendisini hiçbir konuda gölgede bırakmasına izin vermemeye kararlıdır.