Mon Ampere

Pandemi döneminde, yalnızlık ve kalp kırıklığıyla başa çıkmaya çalışan modern bir Hintli teknoloji çalışanı, elektronik eşyalarını rahatsız eden bir hayaletle aşk yaşamaya başlar. Bu platonik ve adeta ruhsal olan ilişkiyi geliştirmeye çalışırken, bir yandan babasının geleneksel yaşam tarzına karşı koymak zorunda kalır. Karantina koşullarının gevşemesiyle birlikte, bu mistik ve tuhaf ilişkiyi sürdürmek için çeşitli zorluklarla mücadele eder. En büyük sorunu ise, bu hayaletin varlığı ile gerçek dünyadaki sınırlar arasında bir denge kurmak ve ruh eşiyle bir arada kalabilmektir. Bu süreçte, kahraman aşkı ve yalnızlığı arasında sıkışıp kalır.