Nic Cross’un hayatı, ev arkadaşının gizemli ölümüyle bir daha eskisi gibi olmadı. Evde bırakılan piramit şeklindeki mekanizmayı eline aldığında, ne tür bir belaya bulaştığının farkında değildi. Bu eski ve lanetli nesne, Londra’nın unutulmuş dehlizlerinde saklanan kurt-insan tarikatını uyandırmıştı. Nic, tarif edilemez bir karanlığın içine çekilirken, mekanizma onun insanlığını hızla tüketmeye başladı. Tam umudunu yitirecekken, yolları, geçmişlerinden kaçan üç yabancıyla kesişti. Aralarındaki güvensizlik ve çatışmalar, büyüyen tehdide karşı birleşmeleri gerektiğinde ikinci planda kaldı. Kurtların Efendisi, sadece Nic’i değil, dünyayı da kendi sürüsüne katacak bir plan yapıyordu.