Genç bir gezgin, eski sevgilisinin cenazesinden evine dönerken, kendini giderek daha gerçekçi hale gelen intikam peşindeki hayaletinin görüntülerinden kaçmaya çalışırken bulur. Yolculuk ilerledikçe, bir zamanlar sevdiği kadının ruhunun peşinde olduğunu fark eder ve bu duruma akıl erdirememeye başlar. Hayal ile gerçeğin sınırları silikleşir, bu da onu bir hayatta kalma mücadelesine sürükler. Anılarıyla yüzleşip geçmişin izlerini silmeden huzura eremeyeceğini anlar. Ancak, her geri dönüş çabası, onu karanlık olayların daha derinlerine sürükler. Yolculuk artık sıradan bir dönüş olmaktan çıkar; bir yandan eski sevgilisinin ruhundan kaçmaya, diğer yandan da kendi geçmişiyle yüzleşmeye çalışır.