Peter Pearce, oğlu Nick'in bekarlığa veda partisini bastığında, kendisini Tulum'a doğru bir yolculuğun ortasında bulur. Ancak bu beklenmedik ziyaret, yalnızca bir baba-oğul buluşması olmaktan çok daha fazlasıdır. Peter, kendi hayatındaki karmaşayı fark ederken, Pearce ailesinin diğer erkeklerinin de farklı krizlerle boğuştuğunu anlar. Nick, yaklaşan düğününün heyecanı ve kaygısı içinde bir denge ararken, Peter geçmişte yaptığı hatalarla yüzleşmek zorunda kalır. Tulum'daki bu beklenmedik buluşma, sadece bir tatil değil, aynı zamanda bir içsel yolculuğa dönüşür. Peter hem kendi hatalarını telafi etmek hem de oğluyla olan bağını güçlendirmek için bu fırsatı değerlendirmeye karar verir.