Dis-moi juste que tu m'aimes (2024), insan ilişkilerinin karmaşıklığını ve aşkın kırılgan doğasını keşfeden bir film. Aşk, güven ve bağlılık gibi evrensel temalar etrafında şekillenen yapım, bireylerin içsel çatışmaları ve dış dünyayla olan etkileşimleriyle yüzleşmelerini ele alıyor. Film, bireysel zaaflar, ihanet ve duygusal manipülasyon üzerinden, insanların kendilerini yeniden keşfetme ve ilişkinin derinliklerinde anlam bulma çabalarını irdeliyor. Gerçek aşkın ne kadar zorlayıcı ve karmaşık olabileceğini, hayatın zorluklarıyla başa çıkarken sevginin gücüne olan inançlarını sorgulatıyor. İnsanların, en derin duygusal kırılmalarında bile sevgiye olan ihtiyaçlarının peşinden gitmelerinin gücünü vurguluyor.