Ölümcül hastalıkların yaygın olduğu bir gelecekte, umutsuz bir baba, ailenin hayatını kurtarma arzusuyla doludur. Kendisine fazladan yıllar kazandıran gelişmiş bir çip teknolojisini öğrenir ve bu teknoloji, diğer insanların ömürleri pahasına onu hayatta tutma vaadi sunmaktadır. Ancak baba, bu çipin onun için sunduğu yaşam süresi uzantısının, başka birinin hayatına mal olabileceği gerçeğiyle sarsılır. Ahlaki sonuçlar ve etik ikilemler arasında kalırken, içsel çatışmalar ve derin suçluluk duyguları onu sarar. Bu durum, ona hayatın değerini, fedakarlığın ne demek olduğunu ve insanların birbirine olan bağlılıklarını sorgulatır. Sürekli olarak bu yeni yaşamın bedelini düşünerek, kendisini daha da derin bir karanlığa çeker.