Dünyanın iklimi dramatik değişimlere uğrarken, buzulların erime hızının artması, benzeri görülmemiş düzeylerde sellere neden oluyor ve dünya çapında savunmasız bölgeler için ciddi tehditler oluşturuyor. Su seviyelerindeki bu artış, yalnızca kıyı bölgelerini sular altında bırakmakla kalmıyor, aynı zamanda arazi erozyonunu da yoğunlaştırıyor ve Dünya yüzeyinin altında gizlenen jeolojik fayların istikrarını yavaş yavaş bozuyor. Sonuç olarak, sismik faaliyetlere karşı artan hassasiyet, yıkıcı depremler ve yükselen tsunamiler ihtimalini artırıyor ve kararlı eyleme geçme aciliyetini tetikliyor. Yaklaşan bu krizlere yanıt olarak bilim insanları, yenilikçi stratejiler geliştirmek için kaynakları ve uzmanlıkları zamana karşı yarışta harekete geçiriyor.